Anayasa Mahkemesi, işe iade taleplerinde arabuluculuk sürecine asıl işveren ve alt işverenin birlikte katılmasını zorunlu kılan kuralı Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. İşçiye orantısız külfet yük...

Anayasa Mahkemesi,  İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinde 15. fıkrayı iptal etti. Yüksek Mahkeme, Resmi Gazete'de yayınlanan iptal kararında, bu maddeyi Anayasa'nın 13 ve 36. maddelerine aykırı buldu.  İptal edilen maddede, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı hâlinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması aranır." deniliyordu. Bu fıkraya göre, çalışanın, işe aide için arabulucuya başvurmak isterse, hem taşeron hem de asıl yükleniciyi bilmesi gerekiyordu. İptal kararında, maddenin amacı irdelendi. Kararda, "Asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte arabuluculuya başvurulması amacın, işe iade davasında taraf sıfatına ilişkin sorunların engellenmesi olduğuna" dikkat çekildi. Yüksek Mahkeme, bu amaca karşın, ilgili düzenlemenin çalışanın mahkemeye erişim hakkını kısıtladığı sonucura vardı.  İptal kararında, bu durumun uygulamada işçiye ek külfet getirdiğine dikkat çekilirken, "İşçinin taraf olmadğı alı işveren ve alt işveren arasındaki hukuki ilişkiyi tespit ederek arabululucuk sürecini asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte yürütmesini zorunlu kılan işe kural iade talebinde bulunan işçiye katlanamayacağı bir kural yüklemektedir." denildi.   Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Anayasa Mahkemesi, futbol müsabakalarının internet ortamında hukuka aykırı yayınlanmasına ilişkin erişim engeli düzenlemesini iptal etti. Karar, Resmî Gazete’de yayımlandıktan 9 ay sonra yürürlüğe gir...

Anayasa Mahkemesi, sicile şerh düşülerek uygulanan elkoyma tedbirinin uzun sürmesinin mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Karar, mülkiyet hakları açısından emsal nitel...

Anayasa Mahkemesi, teknik altyapısı bulunmayan gelişim alanlarında yapı ruhsatı alımında peşinat ödemesiyle ilgili düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Karar, Resmî Gazete’de yayımlandıkt...

Anayasa Mahkemesi, Resmi Gazete'de bugün yayınlanan kararında, belediyelerin, "teknik alt yapı bedeli" adı altında bir ödeme talep edemeyeceğini karar verdi. Belediyeler bu bedeli, yerleşime açık olsun olmasın bütün yapı ruhsatları için istemeye başlamıştı, yasada tanımlanan alanların dışında da tarifeler uyguluyordu.   Kararla birlikte, İmar Kanunu'nun 23. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi iptal edilmiş oldu. Bu madde şu şekildeydi; "Parselasyon planları tasdik edilmiş olmakla beraber yolu, pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik alt yapısı henüz yapılmamış olan yerlerde, ilgili idarenin izni halinde ve ilgili idarece hazırlanacak projeye uygun olarak yaptıranlara veya parselleri hizasına rastlayan ve yönetmelikte belirtildiği şekilde hissesine düşen teknik alt yapı bedelini yüzde 25 peşin ödeyip geri kalan yüzde 75’ini alt yapı hizmetinin ilgili idaresince tamamlanacağı tarihten en geç altı ay içinde ödemeyi taahhüt edenlere de yapı ruhsatı verilir." Yüksek Mahkeme, başvuru üzerine ele aldığı bu maddeyi, bu bedelin nasıl hesaplandığının net olarak belirtilmediğine dikkat çekerek, "mülkiyet hakkının" kısıtlanması olarak ele aldı. Yüksek Mahkeme'nin kararında, "Ödenmesi öngörülen teknik altyapı bedelinin hesaplanmasına ilişkin olarak herhangi bir ölçüt belirlenmeksizin yürütme organına sınırları ve kapsamı belirli olmayan bir yetki tanınmasının mülkiyet hakkının kanunla sınırlanması ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır." denildi.  Kararın gerekçesinde, idareye, "Anayasa'nın anılan hükümleri uyarınca mülkiyet hakkına yönelik sınırlamalarda dikkate alınacak öncelikli ölçüt, sınırlamanın kanunla yapılmasıdır. Anayasa Mahkemesinin sıkça vurguladığı gibi temel hakları sınırlayan kanunun şeklen var olması yeterli olmayıp temel esasları, ilkeleri ve çerçeveyi belirlemiş olması gerekmektedir." uyarısı yapıldı.  Karar oybirliğiyle alındı. Karar, 9 ay sonra yürürlüğe girecek. Kanun maddesinin geniş uygulanması, birçok kez itiraza neden oldu. Belediyeler, altı yapısı bulunan bölgelerde de bu yasa maddesini uyguluyordu. Danıştay da, belediyelere, "Uyuşmazlık konusu alanın yapılaşmış bir alan olup teknik ve sosyal alt yapısı mevcut olduğundan 3194 sayılı İmar Kanununun 23. maddesi uyarınca alt yapı katılım bedeli alınamayacağı, mevcutta var olan teknik ve sosyal alt yapının tevsii ve yenilenmesi gerekmesi halinde 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu kapsamında harcamalara katılma payı alınabileceği açıktır." uyarısında bulunmuştu.  Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Belediyeler bu bedeli, yerleşime açık olsun olmasın bütün yapı ruhsatları için istemeye başlamıştı, yasada tanımlanan alanların dışında da tarifeler uyguluyordu.   Kararla birlikte, İmar Kanunu'nun 23. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi iptal edilmiş oldu. Bu madde şu şekildeydi; "Parselasyon planları tasdik edilmiş olmakla beraber yolu, pis ve içme suyu şebekeleri gibi teknik alt yapısı henüz yapılmamış olan yerlerde, ilgili idarenin izni halinde ve ilgili idarece hazırlanacak projeye uygun olarak yaptıranlara veya parselleri hizasına rastlayan ve yönetmelikte belirtildiği şekilde hissesine düşen teknik alt yapı bedelini yüzde 25 peşin ödeyip geri kalan yüzde 75’ini alt yapı hizmetinin ilgili idaresince tamamlanacağı tarihten en geç altı ay içinde ödemeyi taahhüt edenlere de yapı ruhsatı verilir." Yüksek Mahkeme, başvuru üzerine ele aldığı bu maddeyi, bu bedelin nasıl hesaplandığının net olarak belirtilmediğine dikkat çekerek, "mülkiyet hakkının" kısıtlanması olarak ele aldı. Yüksek Mahkeme'nin kararında, "Ödenmesi öngörülen teknik altyapı bedelinin hesaplanmasına ilişkin olarak herhangi bir ölçüt belirlenmeksizin yürütme organına sınırları ve kapsamı belirli olmayan bir yetki tanınmasının mülkiyet hakkının kanunla sınırlanması ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır." denildi.  Kararın gerekçesinde, idareye, "Anayasa'nın anılan hükümleri uyarınca mülkiyet hakkına yönelik sınırlamalarda dikkate alınacak öncelikli ölçüt, sınırlamanın kanunla yapılmasıdır. Anayasa Mahkemesinin sıkça vurguladığı gibi temel hakları sınırlayan kanunun şeklen var olması yeterli olmayıp temel esasları, ilkeleri ve çerçeveyi belirlemiş olması gerekmektedir." uyarısı yapıldı.  9 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK Kanun maddesinin geniş uygulanması, birçok kez itiraza neden oldu. Belediyeler, altı yapısı bulunan bölgelerde de bu yasa maddesini uyguluyordu. Danıştay da, belediyelere, "Uyuşmazlık konusu alanın yapılaşmış bir alan olup teknik ve sosyal alt yapısı mevcut olduğundan 3194 sayılı İmar Kanununun 23. maddesi uyarınca alt yapı katılım bedeli alınamayacağı, mevcutta var olan teknik ve sosyal alt yapının tevsii ve yenilenmesi gerekmesi halinde 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu kapsamında harcamalara katılma payı alınabileceği açıktır." uyarısında bulunmuştu.  Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, “Adalet terazisi, hâkim ve savcıların elindedir” dedi.Bireysel başvurunun 2012’den bu yana 700 bine yakın dosyada önemli rol oynadığını açıkladı.81 bin 481 hak ...

✅ Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurularda yeni dönem başladı.✅ 1 Ekim 2025 itibarıyla başvurular artık UYAP Avukat Portalı üzerinden de kabul ediliyor.✅ Avukatlar için süreç daha hızlı, güvenli ve ...

👉🏻 Anayasa Mahkemesi, enflasyon karşısında alacakların değer kaybına uğramasına ilişkin kritik bir pilot karar verdi.👉🏻 Mahkeme, mülkiyet hakkı ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.👉🏻 ...

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yasakçı sendikalar ve yargı eliyle 28 Şubat rüzgarları estiriliyor. KKTC Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu tarafından liselerde başörtüsünü serbest bırakan Disiplin Tüzüğü’nü iptal etti. TARTIŞMALI TÜZÜK MAHKEMEYE TAŞINDI Nisan ayında Bakanlar Kurulunun “kanun gücünde” aldığı kararla, Milli Eğitim Bakanlığı Disiplin Tüzüğü değiştirilmiş ve liselerde başörtüsüne izin verilmişti. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı. OYÇOKLUĞUYLA YASAK Bugün yapılan oturumda Anayasa Mahkemesi, tüzüğün Meclis’ten geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak iptal kararı verdi. Karar 2’ye karşı 3 oyla alındı ve Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ tarafından açıklandı. Kararda, Bakanlar Kurulunun “kanun gücünde” kararname çıkararak yetkiyi aştığı, bu nedenle ilgili düzenlemenin Cumhuriyet Meclisinden geçirilmesi gerektiği ifade edildi. YASAKÇILARIN İSTEDİĞİ OLDU Anayasa Mahkemesi binası önünde kararın açıklandığı sırada gergin anlar yaşandı. Başörtüsü serbestisini destekleyenler ve karşı çıkanlar karşılıklı sloganlar atarak protesto gösterisi yaptı. KTOEÖS, başörtülü öğrencilerin derslere katıldığı liselerde daha önce grev kararı almış, süreci mahkemeye taşımıştı.  YASAKÇILARDAN GERİCİ DAYATMA KKTC'de ortaokullarda başörtüsü serbestliğini ve din dersi saatlerinin fazlalığını öne sürerek greve giden öğretmenler sendikası yaptıkları açıklamalarla İslam karşıtlığı sergiledi. Lefkoşa’daki Atatürk Meslek Lisesi’nde, Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin Tüzüğü’ne karşı uyarı grevi ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Düzenlenen grevde, “Kıbrıs laiktir, laik kalacak”, “Geçit yok” yazılı dövizler taşındı. KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, basın açıklaması yaptı. Selma Eylem iki okulda “Disiplin Tüzüğü dayatmasının sürdüğünü" öne sürerek öğretmenlerin mücadelesinin devam ettiğini söyledi. "Eğitimde gericileştirmeye" karşı olduklarını söyleyen yasakçı Eylem, "İlahiyat Koleji’ndeki ders saatleri, Suudi Arabistan’daki şeriat müfredatını bile aşmış durumda. Toplumu cinsiyet temelinde bölmenin hedeflendiği her adıma karşıyız." dedi. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Anayasa Mahkemesi (AYM), 20 Mart 2025 tarihinde verdiği kararda, beyaz yakalı bir çalışanın toplu iş sözleşmesinden (TİS) yararlandırılmamasını Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika...

Welcome back to Instagram. Sign in to check out what your friends, family & interests have been capturing & sharing around the world.

Tayland Anayasa Mahkemesi, Kamboçya’nın eski lideri Hun Sen ile yaptığı telefon görüşmesinin sızdırılmasının ardından tartışmalara neden olan Başbakan Paetongtarn Shinawatra’yı görevden aldı.  HÜKÜMET DÜŞÜRÜLDÜ Karar sonrası Başbakan Shinawatra’nın yanı sıra kabinenin de görevden alındığı açıklandı. Ülkede geçici bir yönetim oluşturulması bekleniyor. Mahkeme, Paetongtarn’ın davranışlarının “ulusal çıkarları ikinci plana iterek etik standartları ihlal ettiğine” hükmetti. SIZDIRILAN GÖRÜŞME KRİZİ TETİKLEDİ Haziran ayında yapılan telefon görüşmesinde Paetongtarn’ın Hun Sen’e “amca” diye hitap etmesi, Tayland ordusunu küçümseyen ifadeler kullanması ve karşı tarafı yatıştırmaya çalıştığı yönündeki sözleri kamuoyunda büyük tepki çekmişti.  Görüşmenin internete sızmasının ardından binlerce kişi sokaklara çıkmış ve “istifa” çağrısı yapılmıştı. Başbakan, söz konusu ifadeleri bir “müzakere taktiği” olarak savunsa da, senatörler mahkemeye dilekçe vererek görevden alınmasını talep etmişti. SHİNAWATRA HANEDANINA BÜYÜK DARBE Paetongtarn’ın görevden alınması, Tayland’ın en güçlü siyasi ailesi olarak bilinen Shinawatra hanedanı için de ağır bir darbe oldu.  Paetongtarn’ın babası Thaksin Shinawatra, 2006’da askeri darbeyle devrilmiş, teyzesi Yingluck Shinawatra ise 2014’te Anayasa Mahkemesi tarafından görevden uzaklaştırılmıştı. Paetongtarn, 20 yıldan kısa sürede mahkeme kararıyla görevinden alınan beşinci Tayland başbakanı olurken, Shinawatra ailesinden başbakanlık koltuğunu kaybeden üçüncü isim oldu. TAYLAND YENİDEN BELİRSİZLİKTE Kararın ardından Başbakan Yardımcısı Phumtham Wechayachai, geçici olarak başbakanlık görevini devralacak. Yeni başbakan, Temsilciler Meclisi’nde yapılacak oylamayla belirlenecek. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Cumhuriyet savcıları N.E. ve A.S. ile hakim H.İ. FETÖ bağlantısı sebebiyle Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından meslekten çıkarıldı. Danıştay'da da davaları reddedilen isimler, Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Dosyalardaki incelemeyi tamamlayan AYM, N.E. ve A.S.'nin örgütsel iletişim aracı ByLock'u kullandığının teknik verilerle tespit edildiğini, bu durumun demokratik anayasal düzene sadakat bağını kopardığını ifade etti. Kararda, ByLock kullanımının ihraç için tek başına ihraç için yeterli olduğu vurgulandı. HAKİM İÇİN FARKLI KARAR Hakim H.İ. dosyasında ise, meslekten çıkarılmasına dayanak olan tanık beyanının somut delillerle desteklenmediği, lehine olan diğer tanık ifadelerinin değerlendirilmediği tespit edildi. AYM, örgütün yargıdaki etkin olduğu dönemde HSK müfettişliğine atanmasının tek başına FETÖ bağlantısını ispatlamaya yetmeyeceğini belirterek ihlal kararı verdi. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews

Anayasa Mahkemesi'nden, "Hüda Kaya" kararı

Anayasa Mahkemesi Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman için hak ihlali kararı verdi

CHP Kurultay davasında yeni gelişme! Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu

CHP Kurultay davasında yeni gelişme: Mahkeme, AYM'ye başvurdu

Uzun yıllardır kamuoyunu meşgul eden, konuya ilişkin görüşlerde birçok kesimin ayrı düştüğü "süresiz nafaka" ile ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Medeni kanunda süresiz nafakayı öngören düzenlemenin iptali talebi Anayasa Mahkemesi’nin önüne geldi. SÜRESİZ NAFAKA UYGULAMASININ KADERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK DAVA Süresiz nafaka uygulamasının kaderini belirleyecek dava konusu olay, Antalya'da yaşandı. Evlilik süresi bir yılı doldurmamış çift ayrılma kararı aldı. Açılan boşanma davasında, davacı kadın, boşanmanın yanı sıra kendisine aylık 8 bin Türk lirası yoksulluk nafakası bağlanmasını, ayrıca 500 bin Türk lirası maddi ve 500 bin Türk lirası manevi tazminat ödenmesini talep etti. Kadın, ayrıca nafakanın her yıl tüketici fiyatları endeksi oranında artırılmasını da istedi. KISA SÜRELİ EVLİLİĞE DİKKAT ÇEKİLDİ Davaya bakan aile mahkemesi ise, talep edilen nafaka ve tazminatları değerlendirmeden önce konuyu temelden ele aldı. Özellikle çiftin çok kısa süren evliliğine dikkat çekti. Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesindeki yoksulluk, yani süresiz nafakanın yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Mahkeme, davada hazırladığı gerekçeli ara kararında da süresiz nafakanın potansiyel sakıncalarına işaret etti. Söz konusu uygulamanın, "sosyal hukuk devleti" ve "kanun önünde eşitlik" ilkelerine aykırı olduğu kaydedildi. EMSAL TEŞKİL EDEBİLİR CNN Türk'ün haberine göre, yüksek mahkeme, Antalya Aile Mahkemesi'nin bu başvurusunu ön incelemede kabul edilebilir buldu. Hukukçular bu adımı süresiz nafaka düzenlemesi için önemli olduğunu ifade ediyor. Eğer Anayasa Mahkemesi süresiz nafaka iptalini öngören düzenlemeyi esastan görüşür ve iptal yönünde karar verirse bu bundan sonraki nafaka davaları için de emsal teşkil edecek ve belirleyici olacak. 15 üyeli Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu bu dosyayı ele alacak. Ama görüşüleceği tarihin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews