Kitabın şöyle bir baskısı da var

Tarih, sanat ve politikanın kesişimine ilgi duyanlar için benzersiz bir metin.

Direnişin yalnızca fiziksel değil, düşünsel ve sanatsal boyutlarını irdeleyen nadir eserlerden. Özellikle Marksist estetik tartışmalarına ilgi duyan okurlar için referans niteliğinde.

boyutunu keşfediyor. Weiss'ın dili yoğun, detaylı ve bazen belgesel nitelik taşıyor ve tarihsel olaylarla kurgu iç içe geçiyor. Sanat teorisi, Marksist analiz ve bireysel deneyimler bir arada olduğundan okuması zorlayıcı ama ödüllendirici bir metin.

Roman, İspanya İç Savaşı, II. Dünya Savaşı ve Nazi Almanyası döneminde Avrupa'daki direniş hareketlerini merkeze alıyor. Anlatı, bir grup genç işçi ve aydının sanat, felsefe ve politik eylem arasındaki ilişkiyi sorgulamasıyla şekilleniyor. Karakterler, sanat eserlerini yorumlayarak direnişin estetik

Sanatın baskıya karşı nasıl bir "silaha" dönüşebileceği, faşizme karşı mücadelenin unutulmaması gerektiği vurgusu, proletaryanın örgütlü direnişinin estetik ifadesi romanın temelini oluşturuyor.

--> matematiksel ahlak problemini yarım dakikada çözer; Ama onlar bütün kant’larına rağmen çözemediler. Kant’lardan hiçbirinin aklına bilimsel bir ahlak sistemi kurmak gelmedi; “ Çıkarma, toplama, bölme ve çarpma üzerine kurulu bir ahlak sistemi.”

Tarihteki en başarılı boykotu örgütleyen Mandela da benzer bir şey söylüyor :
Boykot bir ilke, bir te­mel kural değil, koşullara bağlı olarak uygulanan bir taktiktir.

Apartheid sermayesine karşı örgütlenen ve özellikle 80’li yılların ikinci yarısında etkili olan tüketim boykotu rejimin sonu oldu.

->Boykot, bir politikayı ya da bu politikayı açık ya da örtülü bir şekilde destekleyen kurumlan hedef almalıdır. Amacı reddetmek değil, değişimi gerçekleştirmek olmalıdır.

Nerede mülkiyet varsa orada hırsızlık vardır. Bir hırsız yaratmak için bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun :)

Hep buradalardı belki de biz farkında değildik.

"Kıyıya vurmadıkları sürece, balıklar suyun farkında değildirler."