Seyfi Elçiboğa
banner
seyfielciboga.bsky.social
Seyfi Elçiboğa
@seyfielciboga.bsky.social
410 followers 220 following 510 posts
Bir olan hakikati, gür olan adaleti arar.
Posts Media Videos Starter Packs
o anın nezaketi, şüpheye galip gelir; çünkü incelik, hak edilenden çok, verenin kalbinin cömertliğidir.
trafikte nadir yaşanan nezaket anı var ya; yol verenin başı hafifçe öne eğilir, yol alanın eli minnetle kalbine gider. işte o anı zehirleyen bir şüphe vardır: ya bu incelik hak edilmemişse? ya o samimi selam, soğuk bir kayıtsızlık duvarına çarpıp sessizce parçalanırsa?
Boeing, Uluslararası Af Örgütü'ne göre Gazze soykırımına açık destek veren 15 şirketten biri. Soykırım sürerken Boeing almayın. İhtiyaç varsa Airbus alın. Ekonomik kriz varken, emekliye ve yoksula para yokken, 114 milyar dolarlık döviz rezervini uçaklara vermek de akıl işi değil.
Bu makam, ülkemizin geleceğini inşa ettiği için liyakatsiz atamalar yüzünden evlatlarımızın eğitim hayatı heba oluyor.
Sağlık Bakanı hep doktor, Adalet Bakanı hep hukukçu olurken, Z.Selçuk hariç son 10 eğitim bakanı eğitim kökenli olmayan siyasetçilerden (avukat, mühendis, iktisatçı) seçildi. Oysa eğitim, pedagoji ve sınıf tecrübesi ister.
Van, Batman, Diyarbakır, Mardin ve Urfa otobüslerinde defalarca yolculuk yaptım. Ancak hijyen eksikliği, iletişim sorunları, kurumsallaşamama, gecikme ve kötü hizmet kronikleşmiş durumda. Müşteri memnuniyeti yerine kaygı üreten bu firmalar yolculuğu pişmanlığa çeviriyor. Yazık!
Yalnızlık yıpratıcıdır; insan sosyal bağlarla güçlenir. Ancak her grup baskıcı değildir. Farklı fikirlere saygı duyan topluluklarda hem aidiyet hem özgürlük mümkündür. En sağlıklısı, değerlerini koruyarak eleştirel düşünceyle bir grubun parçası olmaktır.
İnsanlar, yanlış olduğunu bilseler bile dışlanma korkusuyla çoğunluğa uyar. Bu eğilim, derinlerdeki ait olma ve güvenlik ihtiyacından doğar. Kabul görmek için kişi kendi doğrularından vazgeçebilir, değerlerini yıpratabilir.
ABD ölçüsüne göre vekil seçsek TBMM’de 114 vekil olur ama temsil adaleti bozulurdu. Çözüm vekil sayısını kısmak değil; barajı %0–3’e düşürmek, iller arası dengeyi sağlamak ve maaşları şeffaflaştırıp yolsuzluk ve ahlaksızlığı önleyecek denetim mekanizmaları kurmaktır.
İşçi, memur, esnaf ya da köylü çocuğu olarak doğduysan %70 ihtimalle aynı sınıfta öleceksin; bu “sınıf kapanı”dır. Burjuva olma ihtimalin ise sadece %1. O halde burjuvalara özenmek yerine sınıfınla dayanışarak kapanı kırman en doğru yoldur.
Mağduriyet, haklılık ve şımarıklık üzerine...
Gazze’de olanları ne bir film anlatabilir, ne bir roman kaldırır. Çocukların korkusu, yıkılan evlerin tozu, sokakta çınlayan çığlıklar… Bu, korku filmi değil. Gerçek. Ve bu gerçeği mümkün kılan herkes, bir ömrü vicdan azabıyla geçirsin. Söz tükendi, ama fayda etmedi.
Gece üç buçukta bir pasajın zeminine 12 yaşında bir çocuk düşmüş, bıçakla beş yerinden delmişler. Yavaş çalışıyormuş. Yoksulluk değil bu; düzenin işlediği bir cinayet. Bu ülke, çocuklarını doğrayarak doyuyor. Eyüp Can, kaydıraktan kayacak, kumda kaleler yapacak yaştaydı. 😔🌱
Vadi kayıyor, açlık diriliyor. Gazzeliler, gri toz bulutları arasından ekmeğe uzanıyor—bir heyelan gibi, bir mahşer gibi. Tırların kapısı açılırken, umut da bedenler de suya kavuşan toprak gibi çatlıyor.
Türkiye'nin katıldığı ama imzalamadığı Bogota Bildirisi'nin ilk 2 maddesi:

1- İsrail’e silah, mühimmat, askeri yakıt ve çift kullanımlı malzeme aktarımını durdurmak.

2- Bu malzemeleri taşıyan gemilere liman yasağı getirmek.

15-16 Temmuz 2025 Kolombiya, Bogota
İktidara muhalif görünse de, aynı dili kullanıyor: Seçici empati, görünmez ayrımcılık, inceltilmiş dışlama. Statükoyu korurken, yeni bir baskı biçiminin gönüllü aracına dönüşüyor. Hem fail, hem savunucusu
Sınıfsal gerilemeyi, alt sınıfları küçümseyerek savuşturuyor. Göçmeni tehdit, yoksulu tembel, devletten destek alanı fırsatçı ilan ediyor. Kendi konumunu korumak adına adaletsizliği ahlak kisvesiyle yeniden üretiyor.

.
Üniversite diploması, kent hayatı ve masa başı bir işle şekillenen yeni orta sınıf, kendi başarısını kutsallaştırırken sistemin taşıyıcısı olduğunu fark etmiyor. Kazanımlarını hak, yoksulluğu ise kişisel kusur sayıyor.
yazdıklarımı tasarıma döktüm, amatörce bulacaklar beni hoş görsün, geliştireceğim.

(evet şablon kullandım ☺️)j
Güneşi gördü, suyu aldı ve sessizce çiçek açtı. Ne gösterişe boğdu kendini ne de unutulmaya içerledi. Georgia O’Keeffe’in resimlerindeki gibi: sade ama derin. Bu, vefanın ve şükranın sessiz ama zarif bir ifadesi.
Fanatik için yumuşaklık zayıflık, uzlaşma ihanettir. Kavgayla beslenir, öfkeyle yaşar. Taş kalpli gururuyla en sert kayaların bile zamanla kum olduğunu unutur. İnsan kinle değil, sabırla ayakta kalır. Oysa fanatik sadece kendi kızgın sesini duyar.
Kirazı sadece manavda gören, eti rüyasında bile yiyemeyen bir toplum yarattılar. Hayat pahalı değil, insan ucuz artık.
41 yıl kan aktı; kimi kaçtı, kimi tabutta döndü, kalanlar ağladı, kin tuttu. Şimdi barışanlara "tiyatro bu" diyorsunuz. Tamam, kimseye güvenmeyin. Silahlar patlarsa “ben demiştim” dersiniz. Ama kan akarken haklı olmak, kazandığın tek şeyin acı olduğu bir savaşı savunmaktır.
Lale Devri'nin şatafatı, halkın sefaleti üzerine kurulmuştu. Her köşkün bahçesinde açan bir lale, bir köylünün kuruyan tarlası demekti. İşte bu lale bahçelerinin zehirli güzelliği, Patrona Halil'i bir ateş topuna çevirmişti.