Ankara, 3 Kasım 2025 – ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA)'nın 41 yıl önce hazırladığı deşifre edilmiş bir raporda, Türkiye'deki İslamcı grupların geleceğine dair çarpıcı tespitler yer alıyor. Raporda, Süleyman Hilmi Tunahan'ın takipçileri olarak bilinen "Süleymancılar"ın Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) sızdığı öne sürülüyor. Bu iddia, son günlerde sosyal medyada ve haber sitelerinde geniş yankı uyandırdı. Rapor, CIA'in "Islam and Politics: A Compendium" başlıklı belgesinden alınmış olup, 2 Nisan 1984 tarihli.

Akınan, vakfın FETÖ benzeri bir "paralel devlet" yapılanması içinde olduğunu öne sürerek, elindeki belgeler, fotoğraflar ve WhatsApp yazışmalarını kamuoyuyla paylaştı. Yayın, vakfın Bilal Erdoğan bağlantılı yapısını hedef alırken, TÜGVA yetkilileri iddiaları "sahte ve montaj deliller" olarak nitelendirdi ve yasal işlem başlattı. Yayınında Neler İddia Etti? Akınan, videosunda TÜGVA'yı 81 il ve 605 ilçede faaliyet gösteren, 400 bin gönüllüsü olan dev bir yapı olarak tanımladı.

2025 yılına girdiğimizde, Türkiye'nin siyasi manzarası hâlâ 1925'te başlayan bir mücadelenin izlerini taşıyor. Elime geçen belge, "Türkiye'nin Tarikat

Önce onayı aldılar, sonra yangını çıkardılar, alanı imara hazırladılar, ruhsat çıkardılar şimdi ise Trump’a satıyorlar…. Orman yangınları sıradan bir “doğa olayı” değildir. Her yangının ardında iklimsel, ekonomik ya da siyasal bir neden aranmalıdır. Eskişehir ormanlarının yanışı da böyle bir “doğal felaket” değil, stratejik bir işaret fişeği gibidir. Bugün Washington kulislerinde konuşulanlar, Ankara’nın koridorlarında fısıldananlarla birleşince tablo daha da netleşiyor. 25 Eylül 2025’te Trump ile Erdoğan arasında yapılacak görüşmede masanın üstünde yalnızca diplomatik nezaket olmayacak.

Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Filistin meselesine ve Ortadoğu’da kalıcı barışın sağlanmasına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesi olan Endonezya’nın lideri, 240 milyonluk halkını temsilen, İsrail’in güvenliğinin sağlanmasının gerçek bir barışa ulaşmak için kritik olduğunu vurguladı. Konuşmasını İbranice “Şalom” kelimesiyle bitiren Subianto, bu jestiyle uluslararası alanda geniş yankı uyandırdı.

Kanal İstanbul projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada, bilirkişi raporu projenin ciddi çevresel ve sismik riskler barındırdığını ortaya koydu. Danıştay 4. Dairesi’ne sunulan 400 sayfalık raporda, ÇED dosyasının bilimsel ve teknik açıdan yetersiz olduğu, su kaynaklarının geri dönülemez şekilde zarar görebileceği ve yerel depremlerin tetiklenebileceği uyarısı yapıldı. Bilirkişi: ÇED Raporu Eksik ve Çelişkili 19’u profesör, 1’i doçent toplam 21 uzmandan oluşan bilirkişi heyeti, Kanal İstanbul’un ÇED raporunu sert bir dille eleştirdi.

Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü tartışmaları, gazeteci Alican Uludağ'ın çarpıcı iddialarıyla yeni bir boyut kazandı. Uludağ, savcılıklardaki gizli soruşturma dosyalarının, CHP'li belediyelere yönelik operasyonlarda kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'ne (DMM) sızdırıldığını ve bu bilgilerin iktidara yakın medya organlarında kara propaganda amacıyla servis edildiğini öne sürdü. Bu mekanizma, 28 Şubat dönemindeki Batı Çalışma Grubu (BÇG) ile benzerlikler taşıyarak yargının siyasi araç olarak kullanıldığı eleştirilerini güçlendirdi.

İznik Gölü Alarm Veriyor: Kuraklık ve Sanayi Tehdidi Altında Bir Doğal Miras Bursa, 22 Eylül 2025 – Türkiye’nin beşinci büyük doğal gölü ve Marmara Bölgesi’nin incisi olan İznik Gölü, tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşıyor. Küresel ısınma, yetersiz yağışlar ve sanayi tesislerinin kontrolsüz yeraltı suyu çekimi, gölün su seviyesini yüzlerce yılın en düşük noktasına, 82,71 metreye kadar düşürdü. Bu dramatik düşüş, tarımsal sulamayı durdururken, bölgedeki sanayi tesislerinin, özellikle Cargill ve Gemlik Gübre gibi firmaların, gölden ve yeraltı sularından yüksek miktarda su çekmeye devam etmesi büyük tepki çekiyor.

Tüm bu idealar Türkiye'de Komisyon adı altında 1920 Anayasası çığırtkanlığında birleşmektedir.

Sinpaş’ın çevreye verdiği zararlarla gündemden düşmeyen projelerine bir yenisi ekleniyor: Sinpaş Kasaba. Manyas Kuş Cenneti’ne sadece 10 kilometre mesafede, Balıkesir’in Susurluk ilçesinde hayata geçirilecek bu dev proje, tarım arazilerini ve su kaynaklarını tehdit ediyor. Bölgenin ekosistemi ve doğal dengesi için alarm zilleri çalıyor. Projenin Detayları 35 hektarlık bir alana yayılan Sinpaş Kasaba, üç etaptan oluşuyor: 1. Etap: 6 katlı bir otel kompleksi.

Giresun, 22 Eylül 2025 – AKP Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz’ün sahibi olduğu Alagöz Maden Şirketi’ne ait Giresun’un Doğankent ilçesi Çatalağaç Köyü’ndeki maden sahasında, kimyasal atık havuzunun yoğun yağışlar nedeniyle taştığı bildirildi. Kimyasal atıkların toprağa ve Harşit Vadisi’ni besleyen derelere karışması, bölgede ciddi bir çevre felaketine yol açtı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Giresun Valiliği’nin ise bu çevre katliamına karşı etkili bir adım atmadığı iddia ediliyor.

İstanbul, 21 Eylül 2025 - Geçtiğimiz yıl Ekim ayında İstanbul'da gerçekleştirilen bir narkotik operasyonu, sosyal medyada paylaşılan belgeler ve iddialarla yeniden gündeme geldi. Emekli bir Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olan Adem Yıldız'ın X platformunda paylaştığı tutanaklar ve açıklamalar, operasyonda bulunan uyuşturucu miktarının bir kısmının çalındığı, belgelerde usulsüzlükler olduğu ve İspanya bağlantılı bir kadının dahil olduğu yönünde tartışmalara yol açtı. İddialar, resmi makamlar tarafından henüz doğrulanmadı ancak paylaşılan belgeler operasyonun detaylarını ortaya koyuyor.

İddialar, yalnızca sahadaki güvenlik riskleriyle sınırlı değil. Metinlerde, Nazi-Almanya ilişkileri, Vatikan çevresindeki “Venetian Black Nobility” bağları ve

Türkiye'nin Selanik Başkonsolosluğundan yapılan açıklamada, Atatürk Evi'nin restorasyon ve teşhir-tanzim uygulama projesinin hazırlık sürecinin tamamlandığı ve uygulama aşamasına geçileceği belirtilmişti. 2025 yılı Eylül ayında tamamlanması beklenen proje, evi yeniden “Türk Evi” kimliğine kavuşturarak ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmayı hedefleniyor denildi. Peki neden hala açılmadı? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1881 yılında doğduğu, Yunanistan’ın Selanik kentindeki ev, müze olarak hizmet vermeye devam ederken, özgün kimliğine kavuşması için kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçiyor.

Son dakika haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, New York Eyalet Başsavcısı Letitia James ve eski FBI Direktörü James Comey’yi soruşturan ABD Savcısı Erik S. Siebert’in görevden alınmasını istediğini açıkladı. Siebert, soruşturmalarda yeterli delil bulunmadığını belirterek suçlama yapılmasına karşı çıkmıştı. Trump, bu hamleyi hem James hem de Comey’ye yönelik uzun süredir devam eden siyasi düşmanlığı ve misilleme niyetiyle ilişkilendiriyor. Başkan, Siebert’in görevden alınmasını Demokrat senatörlerden destek görmesiyle gerekçelendirse de, söz konusu senatörlerin daha önce Siebert’i övdüğü vurgulanıyor.

Türkiye Cumhuriyeti, yakın tarihinden bugüne dek birçok kriz ve dönüşüm yaşamıştır. Ancak bugün yaşananlar, ekonomik ve siyasi krizlerin ötesinde, devletin

Ekrem İmamoğlu, “Güzel dil Kürtçenin inkâr edildiğini ve hor görüldüğünü yaşadık. Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum, tarihi bir sorumluluğumuz var” diyorsunuz. Soralım: Hangi “tarihi sorumluluk”? Bu, 10 Ağustos 1920’de Sevr’de imzalanan, Musul’dan Van’a, Erzurum’dan Diyarbakır’a kadar uzanan bölgeleri Yahudi, Ermeni ve sözde Kürt beyliklerine teslim eden ihanettir. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta bunu “Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr günü tatbik olunmuş, en ağır bir suikast”

Medya Devlerinden Eğitim Kurumlarına, 121 Şirkete El Konuldu – Kara Para, Kaçakçılık ve Siyasi Bağlantı İddiaları Gündemi Sarstı 11 Eylül 2025, İstanbul – Türkiye'nin medya ve eğitim sektörlerinde deprem etkisi yaratan operasyonla, Can Holding bünyesindeki 121 şirkete el konuldu. İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla sabah saat 05.00'te başlayan baskınlarda, holdingin üst düzey yöneticileri hedef alındı. Gözaltı kararı verilen 10 isim arasında, holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can ve kardeşi Mehmet Şakir Can da yer alıyor.

Emekli Albay Orkun Özeller, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirdiği bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla gözaltına alındı. Kararı öğrenen Özeller, Ordu Adliyesi'ne kendi rızasıyla giderek teslim oldu. Ancak bu gelişme, Türkiye'de ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığına dair yeni bir utanç vesikası olarak kamuoyunda büyük tepki topladı. Özeller'e yönelik ölüm tehditleri görmezden gelinirken, eleştirel bir tweet'in derhal gözaltı sebebi yapılması, adaletin terazisinin bir kez daha şaşırtıcı şekilde eğrildiğini gösteriyor.

17 Eylül 2025- Bingöl Bingöl’de şehit güvenlik korucusu Abdullah Tarakçı’nın oğlu Serkan Tarakçı, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında “terör örgütü elebaşını övdüğü” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Serkan Tarakçı tarafından Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmesi talep edilen dilekçede, Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yönelik açıklamaları gerekçe gösterildi. Tarakçı, dilekçesinde babasının 2008 yılında PKK tarafından şehit edildiğini hatırlatarak, Bahçeli’nin sözlerinin şehit ailelerini derinden yaraladığını ifade etti.

Ankara'da son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) içindeki güç mücadeleleri, şiddet olaylarıyla gündeme geliyor. Parti içindeki farklı gruplar arasında yaşanan gerilimler, silahlı saldırılar ve yaralanmalarla sonuçlanan çatışmalara dönüştü. Özellikle Konya Yolu üzerinde meydana gelen bir olayda, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Eyüp Yıldız'a yakın bir aracın hedef alındığı ve bu saldırıda bir kişinin yaralandığı bildiriliyor. Bu olay, parti liderliği sonrası dönem için yaşanan "taht kavgası" olarak nitelendirilen derin ayrılıkları gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin siyasi ve güvenlik yapısında, 1996'daki Susurluk skandalının yaraları henüz kapanmamışken, yeni bir sistematik çürüme iddiaları gündeme bomba gibi düştü. İktidar ve Ortaklarının avukatlarının mafya sofralarında boy göstermesi, savunma sanayinde milyarlık vurgunlar ve siyasi şantaj mekanizmaları, kamuoyunda "Susurluk 2.0" olarak niteleniyor. İnternet ve haber kaynaklarından derlenen bilgiler, bu iddiaların tesadüf olmadığını, planlı bir kurguya işaret ettiğini ortaya koyuyor. Peki, bu karanlık ağ, Türkiye'nin güvenlik mimarisini nasıl tehdit ediyor?

Ankara –Turkey Tribunal iş birlikçisi Mehmet Uçum gölgesindeki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP), İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelik Ankara kulislerinde başlattığı iddia edilen kampanya, siyasi gündemi hareketlendirdi. Edinilen bilgilere göre, MHP’nin eleştirilerinin odağında, Yerlikaya’nın Emniyet Genel Müdürlüğü ve diğer kritik birimlerde gerçekleştirdiği atamalar yer alıyor. Parti, bu atamaların Cumhur İttifakı’nın ruhuna zarar verdiği ve milli güvenliği riske attığı görüşünde. İncelenmesi gereken Öneri makaleler: 1) …