denizdulger.bsky.social
@denizdulger.bsky.social
7.5K followers 44 following 25 posts
Posts Media Videos Starter Packs
ölümü kabul etmek zaten çok zor da, göz göre göre ölümü kabul etmek bambaşka bir seviye
Doğal olan normal haktır, normal hukuktur, normal adalettir.
bu arada konumuzun evlilikle bir ilgisi yok :)
eşiyle mutsuz olan ama idare eden bir kadın, ölene dek o adamla birlikte kalabilir. ama ne zaman ki adam artık sınırı aşan şeyler yapar, kadın tası tarağı toplayıp gider, hayatına yeniden başlar. diyeceğim o ki, bazen "adamın iyice zıvanadan çıkması" yeni bir dönem için gereken tetikleyici olabilir.
devamını yazıyordum :) katılıyorum.
artık bundan kurtulmamız lazım. başka bir komşuyu mu ararız, alçıya rağmen koşmaya mı başlarız, ne yaparız onu görücez ama olan biteni oturduğumuz yerden izleyemeyiz artık.
sinemada jeff'in yaşadığı şeye "statik iç çatışma" deniyor. son zamanlarda bunu yaşadığıma, yaşadığımıza inanıyorum. bağırsak sesimiz neye yarıyor, çözelim desek ne yapacağımızı tam bilemiyoruz. bir "statik iç çatışma" yaşıyoruz dünyayı izleyerek ve bu hepimizi tüketiyor.
jeff de pencerenin önünde oturmuş sevgilisinin evi aramsını izlerken birden katil olmasından şüphelendiği komşunun da apartmana girdiğini görüyor. ama bağırsa bağısmaz, kırık ayağından dolayı yardıma koşsa koşamaz. çaresizce her şeyi izlemek zorunda kalıyor. +++
hitchcock'un arka pencere filminde, jeff adında bir adam ayağı alçıda olduğu için pencereden komşularını izleyerek vakit geçiriyor. karşı komşusunun karısını öldürdüğüne inanmaya başlıyor, ama yerinden kımıldayamadığı için sevgilisi lisa, komşu evde yokken delil aramak için onun evine giriyor. +++
utan, utan. utanmayan insan olur mu lan?
siz diye başlayıp sen diye bitirmen :) iyi geldiğime sevindim ❤️
duman'dan adamlar'a, ezhel'den mor ve ötesi'ne memleketin en iyi müzisyenleri ne çok şarkı yaptı zat-ı muhterem hakkında. ama o kadar narsisist ki, makam aracında açıp "ne adamım be, adıma şarkılar yazıyorlar" diye sırıtarak dinliyor olabilir hepsini.
aile ve memleket, çok benziyor birbirine. bazen "allah belasını versin" diyecek, hatta terk edecek kadar bıksan da iyiliğini istiyorsun. o iyi değilse sen de -ne yaparsan yap- iyi olamıyorsun.
çok manipülatif geldi bana da. meydanlara dökülen milyonların fotoğrafı da olabilirdi kapakta.
the guardian'ın yeni sayısının kapağı. ne diyeceğimi bilemiyorum.
boykotun hangi günler yapılacağına vatandaşın kendi arasında tartışarak karar vermeye çalışması size normal geliyor mu allah aşkına? BANA HİÇ GELMİYOR DA
en azından depresyonumuzda yalnız değiliz
eskiden depresifken bir tek ben iyi değilim gibi geliyordu, şimdi hiç kimsenin iyi olmadığına eminim
demek ki ölüp ölüp dirilmek milliyetçi bir hareketmiş
silivri cezaevi'nde üniversite öğrencisi, avukat, gazeteci, menajer, belediye başkanı, hatta cumhurbaşkanı adayı bile var. içeride bağımsız yeni bir ülke kurmaya kalksalar kim ne yapabilir ki? cezaevine mi atacaklar lol
tweet de buydu. o zamanki türkiye'ye fazlaydı, şimdikine absjsjsjskshwjwjwj cümleyi bitiremicem.