Ahmet Eryılmaz
banner
ahmeteryilmaz.bsky.social
Ahmet Eryılmaz
@ahmeteryilmaz.bsky.social
290 followers 99 following 4.5K posts
Posts Media Videos Starter Packs
Karşınızdaki sizi, o anda kafasındaki gündemi veya size dair değer skoru kadar dinler. İş-özel fark etmez.

Onun için nasıl söylediğiniz çok da önemli değil, zamanlamanız önemli.
Ha ha ters köşeye böyle son dakika ayak içi açısıyla atılır😆
O zamanlamayla oynayamazsın fâni. Bir vakti var (kiminde hiç gelmez o ayrı). Spoiler vereyim, üstelik o zaman kendiliğinden ve daha zevkli oluyor.
Duygu.. benim arkadaş.. tanıştırayım
Odamda bi örümcek var. Ne ben ona, ne o bana elleşiyor. Du bakalım bunun sonu ona bi isim bulmaya kadar gider.
Anne babayı gerçek anlamanın zamanlaması çok gecikmeli. Genellikle onların gidişinden epeyi sonra.
Makyavel’in halkı nasıl bi şey diye düşündüm. Kaygılı, cahil ama kurnaz, bencil, fırsatçı, ilkesiz, bağnaz.

Bunları tek başlıkta topla deseler bir tek yere çıkıyor: Hayatta kalma refleksi.
Arkadaşlık engelleri yaş, cinsiyet, kültür falan değil, anlamların farklılığı. Yoksa ötekiler eğlenceli bile.
Burnout’ta ilk kaybedilen mizah duygusu (covid’deki koku kaybı gibi düşünün)😄👻
Vücudun aksayan yanları bi nevi zoraki dost. Askerde, yatılıda, işte falan da olur. Onunla hayatı daha zorlaştırmadan götüreceksin.
Akan suya bir şey bırakırsın ya, artık sorumluluk suyundur. Çocuklarımızın hayatı da öyle.
Tamamen tesadüf oldu valla bunu bulmam. Uzun zamandır karakterlerin bu kadar derinliği olduğu bir dizi seyretmemiştim. Olaylar önemli değil, ilişkiler/kişilikler başrolde.

Böyle şeyler niye çok az yaa.
Empati çok yanlış anlaşılıyor. Bu kadar saçma bir noktaya geleceği tahmin edilebilirdi. Yapılışı yemek tarifine indirgendi.

İnsanın içi istemezse şekil olur.
4 bölümlük bir mini dizi. Bi göz atayım neymiş bu diye başladım, iki gecede bitirdim, kaç gündür de bütün karakterler aklıma takılıyor.
Reposted by Ahmet Eryılmaz
Bu yaşa kadar karakter diye biriktirdiklerimizin, üzerimize kendi ellerimizle yapıştırdıklarımızın cırtını sökmek çok acı vericiymiş.
İhtiyarlayan insanlar ikiye ayrılabilir: Hâlâ kendine benzeyenler ve başka bir tipe dönüşenler (meşhurların yaş farkları reel’lerini izliyorum da).
Suçlama dili bir dil değil mindset. Birine yapma böyle deseniz o anda otomatik bir daha yapar. Çünkü o bir algı perdesi, kendi yaptığını göremez ki.
Bir hayvanla bağ kurmada ilk saygı duyulacak şey onun doğası gereği ihtiyaçlarıdır.

O yoksa bağ sağlıklı değildir. Benmerkezcidir.
Geçmişinle bugününü karşılaştırırsan neyi kaybettin deseler, ‘seyahat heyecanımı’ derdim. Bugünkü dünyada artık istemiyorum.

Dışarıda yemeyi kesmemi saymıyorum, o bir istek kaybı değil mecburiyet.
Hiç ayarlarıyla oynamadan olduğu gibi kullanmak da bir yönetim davranışı. Onu değil kendi ‘amacını’ yönetiyorsun.
Özgürce konuşabildiğim insan diye bir ilişki adı olabilir.
Bazı kavramlar çelişebilir.

Rezilyans - onur, özsaygı
Çalışkanlık - pratiklik
Bütünsellik - ayrıntıcılık
Azim - pragmatizm
Şöyle bir tezim var: Bir dr tanı koyabilir, tedavi yolları da biliyor olabilir. Ama asla bedenimizi tam anlayamaz. Onu tanıyan tek kişi biziz. Onun için onu iyileştirme sorumluluğu doktorun değil bizim.
Önce ekmekler bozuldu tınısıyla okunacak -> önce tiroitler bozuldu.

Herkeste ya az ya çok çalışıyor.
Kime BlueSky desem boşluğa bakar gibi bakıyor. Yani kitleler için böyle bi yer yok, biz de anlaşılmaz bir şey söylüyoruz.